Karışık bir yazı

Standard

Bir yandan kahvaltımı yaparken, diğer taraftan da televizyonda sabah kuşağı haberlerini izliyorum.

Yirmili yaşlarda bir genç kızımız sinir krizi geçiriyor, çevresindekiler onu teskin etmeye çalışıyorlar. “Siz nasıl insanlarsınız! Allah belanızı versin! Memleket elden gidiyor, hiç kimsenin umurunda değil!..” gibi sözler duyuyorum. Bunları da, hıçkırıklar arasında boğuntulu bir sesle söylüyor.
OKU

Bal kavanozunu dışından yalamak

Standard

Son yirmi gündür yaşanan olayları ibretle izledim ve izlemeye de devam ediyorum. Bu arada demokrasinin ve özgürlüklerin kısıtlandığı bir ülkede, diktatöre(!) nasıl ağız dolusu küfürler edildiğine de şahit olduk.

Yol genişletme çalışmaları sırasında sökülmesi gereken ağaçlar yüzünden çıktığı ifade edilen olayların sebebini zaman geçtikten sonra çok daha iyi anlayacağız. 27 Mayısta nasıl provoke edildiysek, 12 Eylül öncesi nasıl kullanıldıysak, bu gün de aynı şeyler yapılmaya çalışıldı.
OKU

Türkülerden korkan bir dünya!

Standard

Canım sıkıldığında sık sık müzik dinlerim. Sevdiğim müziklerden oluşan Cd’leri özel olarakhazırlatırım. Klasik Türk Sanat Musikisi ve Türk Halk Müziği favorilerim arasındadır. Bunların dışında her türlü etnik halk müziklerini de dinlemeye bayılırım. Bu sefer de öyle yaptım.

Önce kendi anadilim olan Çerkes müzikleri CD’sini taktım. Kendi oluşturduğum repertuara göre dinlemeye başladım.
OKU

Artık Gezi Parkı yazmayacağım

Standard

Gezi olayları ile ilgili son yazımı yazıyorum. Artık bu iş kabak tadı verdi. Mecbur kalmadıkça bu konuda yeni bir yazı yazmak istemiyorum. Bu olayları önemsemediğimi söylemem mümkün değil. Televizyon ekranlarına çıkan, birbirine zıt görüşler ortaya koyan sözüm ona analistleri dinliyorum.

Benim asıl hayret ettiğim husus, koca koca adamların, bu eylemlerden Güney Amerika modeli bir halk ayaklanması beklemeleri. Bu hayali görenlere, yakın dostum yazar ve düşünür İsmail Kazdal ağabeyimden duyduğun bir deyimle karşılık vereceğim. Bo.a yatıp vezir rüyası görüyorlar.
OKU

Gezi Parkı’na Avrupa’nın göz yaşartan ilgisi

Standard

Yurt dışında yaşayan gurbetçilerimizden bazılarıyla zaman zaman telefonda görüşüyoruz: Bir dostum “Abi bu nedir ya! Alman televizyonları kendi gündemlerini bırakmışlar, yirmi dört saat Türkiye’yi tartışıyorlar. Türkiye’de halk ayaklanmış sakın oraya gitmeyin diyorlar. Yok efendim Erdoğan göstericileri tehdit etmişmiş, hepinizi o Gezi Parkı’ndaki ağaçlarda sallandırırım demiş” vs. vs…

Aynı şeyler Avrupa’nın diğer ülkelerinde de yaşanıyor. Benim en komiğime giden, İspanya’nın başkenti Madrid’de Gezi Parkı ile ilgili eylem yapılıyor. Eyleme katılanların yüzde doksan dokuzu İspanyol.
OKU

Demokrasilerde iktidar sandıktan çıkar

Standard

Karşımdaki otuz dairelik apartmanda üç tane kadın gece saat 21.30, tava, tencere, teneke; ne bulmuşlarsa çalıyorlar. Çalarken öylesine kendilerinden geçmişler ki; sanırsınız bir Kızılderili ayinindesiniz.

Kendi kendime empati yaptım, kadın öylesine aşk ile tencereye vuruyor ki, düşünmeden edemedim.
OKU

Akl-ı selime davet

Standard

Taksim gezi parkındaki ağaçların kesilmesi bahane edilerek başlatılan eylemler, on bir yıldır iktidara hasret olan bir kitlenin, ihtimaldir ki dışlanmışlık psikolojisiyle harekete geçmesinin bir tezahürü olabilir.

Bu eylemlerde boy gösteren insanların profilini incelediğimiz zaman, ister istemez kafamızda bazı soru işaretleri de oluşuyor.
OKU

Bu tezgâha gelmeyeceğiz

Standard

Taksim gezi parkında meydana gelen olayları değerlendirmek istiyoruz. Geçen yazımızda AKP’deki işletme körlüğünden bahsetmiş, bazı eleştirilerde de bulunmuştuk.

Gezi parkı protestolarını, oradaki birkaç ağacın kesilmesini engellemeye matuf bir eylem olarak görecek kadar da saf değiliz.
OKU

AKP ve işletme körlüğü

Standard

Bu sütunlarda yayınlanan ve ağırlıklı olarak, mevcut hükümetin icraatlarını destekler mahiyetteki yazılarımıza alışmışsınızdır. İyi yapılan ve toplumun yararına gördüğümüz her konuda yine desteklerimizi sürdürmeye de devam edeceğiz.

Bu durum, bizim AKP iktidarını körü körüne desteklediğimiz anlamına gelmez. Gerçek anlamda da, AKP iktidarının, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana en istikrarlı ve en kalkınmacı programı icra ettiğini söyleyebilirim.
OKU