Türkiye’de Oğuz Berk tarafından başlatılan “Kafkas Diasporası Yılın En İyileri Ödül Töreni” sekiz kez Türkiye’nin farklı vilayetlerinde yapılmış,her defasında da oldukça ses getirmişti.

Bu programların bir çoğuna Bakan, milletvekili ,valiler; kısacası her düzeyde bürokratlar katılmış, ödüller almışlar ve programı öven çeşitli konuşmalar yapmışlardı.

Oğuz Berk’i ilk defa Samsunda yapılan ödül töreni sırasında tanıdım. Yaptığı başarılı organizasyon sayesinde de tebrik ettim. Bu tür organizasyonlar son derece zordur. Toplumun isteklerini yerine getirmek zaman zaman da çeşitli kaprislere katlanmak gerekir.

Türkiye’de bu kadar anlı şanlı Kafkas kökenli sivil toplum kuruluşları bulunmasına rağmen, hiç biri böyle bir organizasyonun altına girmezken Oğuz Berk bu organizasyonları sekiz kez, birçok büyükşehirde tertiplemeyi başardı. Bu toplantılarda sivil toplum kuruluşlarımıza bağlı dernekler de destekte bulundular.

Ne zaman ki Oğuz Berk, bu ödül törenini uluslararası bir boyuta taşıyarak Külliye’ye sesini duyurdu ve oradan davet aldı. İşte bu noktada kıyamet koptu.

Oğuz Berk, bu töreni Külliyede yapmak için bir girişimde de bulunmadı . Ankara’da bir otelde tertiplenecek olan törene sadece Cumhurbaşkanını davet etti. Tevafuka bakın ki, danışmanlar Polonya gezisi sırasında bu davetiyeyi sayın Cumhurbaşkanına ulaştırmışlar.

Davet mektubunun içinde bir bölümde de” Sayın Cumhurbaşkanım bu güne kadar Türkiye’de yaşayan Çerkes toplumu ile bir araya gelme imkanı bulamadınız, bu törenimiz vesilesi ile sizleri aramızda görmekten onur duyarız” cümleleri yer alıyordu.

Bu mektubu okuyan Cumhurbaşkanı , hemen o anda danışmanlara talimat verir ve törenin külliyede yapılmasını emreder.

Danışmanlar gezi dönüşü Oğuz Berk’i arar ve komite üyeleri ile bir toplantı gerçekleştirir. Bu toplantı sonunda, tarihi sonradan tespit edilmek üzere törenin Külliyede yapılacağı hususunun ilanına karar verilir.

Oğuz Berk, bu toplantıdan sonra, bu daveti sivil toplum kuruluşlarına duyurmak ister. KAF-FED başkanı Yaşar Aslankaya’yı arar,bir türlü telefonlarına cevap alamaz. Komitede yer alan KAF-FED üyesi eski dernek başkanlarına aratır yine cevap alamaz. Sonuçta KAF-FED hariç diğer sivil toplum kuruluşları tören ile ilgili bilgilendirilir.

Bu sırada programın tanıtımı yapılırken, Ürdün Prensi Ali, Kafkasya’daki Federal Cumhuriyetlerin liderleri ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin’in de davet edileceği ilan edilir.

Köşke davet almak ve programın burada tertip edilebilmesi başarısı gölgede kalır ve neredeyse gelmeyeceği kesin olarak bilinen Putin konusu tartışmanın odağına oturur.

Bu sırada da Kayseri merkezli bir lobi harekete geçer ve bu programın iptal ettirilmesi için girişimlerde bulunur. Bu girişimde kullanılan maşa Kayseri milletvekili Hülya Nergis Atçı’dır. Kocaelili olmama rağmen, Ak Parti teşkilatını yakından tanımama rağmen, partinin Kocaeli teşkilatında görev yapan Hülya Hanım’ın Çerkes olduğunu Kayseri’den bir çerkes aday arandığı sırada öğrendik.

Kayseri’de 7 Haziran 2015 seçimleri sırasında aday adayı olup büyük performans gösteren, insanların sokağa bile çıkmakta zorlandığı karlı bir kış gününde binlerce insanı salona toplayan Oğuz Berk sonuçta aday olamadı.

ÇDP adına bağımsız aday olan Emine Aslandok Sezgin hanımefendinin beş bine yakın oy alması, Ak Parti yönetiminin gözünü açtı. Bu bölgede bir çerkes bayan adayının bu kadar oy alması Hülya Nergis Atçı’ya milletvekilliğinin kapılarını açtı.

Tekrarlanan 1 Kasım seçimlerinde Hülya Nergis; Kocaeli’nden getirilerek sadece doğum yeri olmaktan öte bir anlam ifade etmeyen Kayseri’den milletvekili yapıldı.

Sözü çok uzatmayalım; hasılı kelam, Kayseri lobisi Çevre Bakanı Mehmet Özhaseki’yi de işin içine sokarak Külliyede yapılacak törenin üzerine tabir yerindeyse çöktü.

Oğuz Berk dışlanarak yeni bir organizasyon heyeti tertip etmek için girişimlere başlandı. Yapılan ilk toplantıya katılan bazı sivil toplum kuruluşları, Oğuz Berk’in neden toplantıda olmadığını sordular. Çevre Bakanı Özhaseki de onun da davet edileceğini söyledi ve bu daveti üzerine aldı. Bakan hiçbir zaman Oğuz Berk’i aramadı.

İhtimaldir ki,Bakan ve Hülya Nergis, Oğuz Berk’in ulaştığı seviyeyi tehlikeli görerek siyasi ayak oyunları oynama yollarını tercih ettiler.

KAF-FED bu toplantıların hiç birine katılmadı. Onların ÇERKES FED ile aynı ortamda bulunmak istemedikleri bilinen bir gerçektir. Toplantıyı iptal ettirmek için düğmeye basan ve bunun lokomotifi olan KAF-FED yeni bir komite kurulması fikrine sıcak bakmadı.

Olayın geldiği bu noktada; Çerkes diasporası maalesef kötü bir sınav vermiştir. Kol kırılır yen içinde deyip kendi aramızda bu meseleyi çözmek varken, kel alaka bir bakanı Mehmet Özhaseki’yi bu işin merkezine çekenler bir kere daha utanmalıdırlar.

Artık ok yaydan çıkmıştır. Külliye Oğuz Berk’in hatırlatması ile bir anlamda “Çerkes Açılımı “ kararı almıştır. Bu program öyle ya da böyle yapılacaktır.

Sivil toplum kuruluşlarımız eğer imkân varsa, bakan Özhaseki başkanlığındaki bu toplantılardan çekilip kendileri bir heyet oluşturmalıdırlar.

ÇERKES-FED, BİRKAF-FED, Dostluk Kulüpleri.ÇDP,ÇHİ gibi sivil toplum kuruluşları ile Oğuz Berk’in savunduğu fikirler arasında hemen hemen hiçbir fark yoktur. Maksadını aşan anlamlar yüklenen Putin davetini dillendirerek bir yere varamayız. Oğuz Berk ve komitenin Putinsever olmadığını benim gibi sizler de bilirsiniz.

Cumhurbaşkanı tarafından Külliyede Çerkeslere yönelik bir toplantı yapılacağı neredeyse kesin gibidir. Benim istirhamım bu toplantının Mehmet Özhaseki’nin siyasi kariyerine yeni bir basamak yaptırılmamasıdır.

Eğer bu toplantı her şeye rağmen yine de Özhaseki’nin şemsiyesi altında yapılacak ise ve buna engel olunamıyor ise, bu komiteye Oğuz Berk’in katılması için sivil toplum kuruluşlarımızın direnmesi gerekir.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde tertiplenecek olan tören tüm çerkes halkını ilgilendirmektedir. Dokuz yıldır bu camiada törenler tertip ederek sesimizi duyuran, Oğuz Berk’in dışlanması ,Çerkes Diasporası kamu vicdanında Sivil toplum kuruluşu adı altında bizi temsil ettiğini söyleyen kurumları vebal altında bırakacaktır.

Bu satırları kırk iki yıldır bu camiaya emek veren biri olarak bütün ön yargılardan uzak olarak hatırlatmayı bir borç bilirim.