Referandumun Düşündürdükleri

Standard

Türkiye 16 Nisanda çok önemli bir eşikten atladı. Cumhuriyet rejiminin devamı yönünde hiçbir tartışma olmamasına rağmen,muhalefet bu konuda başarılı bir çarpıtma yaparak önemli oranda oy devşirdi.

Türk aydını aslında çok bilnçsiz ve sloganik bir söylemle Cumhuriyet kavramına ilahi bir misyon yüklemiş. Türkiyede laiklerin tabiriyle en radikal şeriatçının bile Cumhuriyetle bir problemi yoktur.

Bilmezler ki Cumhuriyet bir devlet rejimidir.Kesinlikle sistem değildir. Unutmayalım: İran Bir cumhuriyettir,Suriye Baas rejimi bir cumhuriyettir. Eski Sovyetlerbirliği bir cumhuriyetti. Libyada Kaddafi de Cumhuriyetti.

Cumhuriyet Demokrasi ile taçlanmazsa en büyük diktatörlük rejimidir. Bizde de 1950 yılına kadar diktatörlük olarak uygulanmadı mı?

Türkiye 16 Nisan itibari ile başkanlık sistemine geçip gerçek demokrasiyi işletmeye karar vermiştir. Başkan yüzde elli artı birin oyunu almak durumundadur. Hatırlayalım 2002 seçimlerinde Ak Parti yüzde 34 ile meclisin yüzde allmışbeş çoğunluğunu almıştı.

Bu gün hayır diyenler, yarın sistem işler hale gelince nasıl yanıldıklarını anlayacaklardır. Tayyip Erdoğan’ı ölümsüz gibi görüp ona göre karar veren,ona duydukları nefreti politika zannedenler kısa sürede yanıldıklarını fark edeceklerdir.

2019 yılında yapılacak olan başkanlık seçiminde Tayyip Erdoğan’ın öyle sanıldığı kadar kolay başkan seçilme imkanının olmadığını göreceklerdir. Bununla birlikte bu değişikliğin Tayyıp Erdoganın şahsı için değil ,milletin bekası için yapıldığını da anlayacaklardır.

Bu referandum bir şeyi daha göstermiştir. Ak Parti teşkilarları klasik tabirle, metal yorgunluğuna uğramışlardır. !5 senedir il ve ilçe teşkilatlarının başına çöreklenen mafyatik yapı artık miadını doldurmuştur.

Teşkilarçılığı çok iyi bilen Tayyip Erdoğan, bu yorgun yapıları mutlaka tasfiye edip yenilemek durumundadır.

Bu referandumda elde edilen başarı, tamamen Tayyip Erdogan ve Binali Yıldırım ikilisinin özel gayretine bağlıdır.

Devlet Bahçeli’nin bu anayasa değişikliği konusundaki gayreti ve tutumu her türlü takdire şayandır. Partisine karşı yapılan FETÖ saldırısı karşısında dimdik ayakta durmuştur. Batıdaki teşkilatları ele geçeiren FETÖ yapılanması bir anlamda başarılı olmuş da sayılır.

Bu saatten sonra FETÖ için geri sayım başlamıştır. FETÖ bu referandumda son kurşununu da atmış ve yenilgiye uğramıştır. Bundan sonra da şüphesiz saldırılarını sürdürecektir ancak Türkiye bu saldırıları daha da güçlü bir şekilde püskürtecektir.

Bu referandum sonucunda bir şey daha ortaya çıkmıştır ki; hainler ebedi billah yurt dışında zelil ve perişan olarak yaşamaya mahkum edilmişlerdir.

Türkiye’yi kürtler üzerinden bölmeye çalışanlara Güneydoğudaki Kürt seçmeni büyük bir tokat atmıştır. MHP deki Türk milliyetçiliğini kışkırtarak, çeşitli yalan ve dolanlarla hayır verdirenlere inat olarak, kürt seçmeni 1 Kasım seçimlerindeki oyun aksıne, oy oranını yüzde yirmi devlet lehine kullanarak bütün oyunları bozmuştur.

Bu gün artık tartışma bitmiştir. Demokrasilerde yüzde ellibir çoğunluğun dediği şey kabul edişmiş sayılır. Dünyada bunun aksi şekli yoktur.

Hayır diyen de elbette bu ülkenin saygın vatandaşıdır. Bu vatandaşlarımız da ABD ve Batıda nasıl sonuçlar hazmediliyorsa onlar hazmetmek zorundadırlar.

Katılımın yüzde 86 olduğu bir referandumda bu sonuçları kimse tartışamaz. Batı ülkelerinde yüzde elli katılımla yapılan seçimleri çok büyük katılım olarak görenler bizim sonuçlarımız hakkında konuşamazlar.

Bu gün artık yeni bir sayfa açma günüdür. Ben seçim tartışmaları boyunca bana hakaret eden saygısızca özel mesajlar yazan herkesi affettim ve hakkımı helal ediyorum.

Güzel ve aydınlık bir gelecekte daha güzel bir Türkiyede hepinize mutlulu dolu günler diliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir