Belki dikkatinizi çekiyordur; uzun zamandan beri politika
konusunda yazı yazmıyorum. Fikirlerin, düşüncelerin hiçbir işe
yaramadığı, şahıslar üzerine inşa edilen politika ile daha ne kadar yol
alabileceğimizi şahsen çok merak ediyorum.
Tek sermayesi Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı olan muhalefet ve
bazı basın çevreleri, bir an için Tayyip Erdoğan faktörünün olmadığı
bir ortamla baş başa kalsalar acaba ne yaparlar hiç düşündünüz mü?
Ağrı ve Yalova’da yenilenen seçim sonuçlarına bakıp sevinen zavallı
muhalefet, sonuçları bile doğru okumaktan aciz.
Bütün muhalefet bir araya geliyoruz ancak Ak Partiye iki yüz kusur
fark atabiliyoruz diye hayıflanacakları yerde, etekleri zil çalarak
oynuyorlar.
30 Mart seçimlerinde Ağrı’da \% 2 oy alan MHP’nin, 1 Haziran
seçimlerinde oylarının 1.7 sinin BDP adayı Sırrı Sakık’a gitmesini nasıl
izah ettiğini de çok merak ediyorum.
Etnik temele dayalı bir politikanın yürürlükte olduğu Güney
Doğu Anadolu bölgesinde bile Ak Parti oyları ortalama olarak \% 45
dolaylarındadır.
Ben defalarca yazdım; yine tekrar ediyorum. Türkiye’de AK Parti
dışında Türkiye’nin tamamını kuşatan bir parti yok. Bütün problem de
zaten burada…
Son genel seçimlere isterseniz yeniden göz atalım. İnsan hafızası
maalesef çok çabuk unutuyor. Toplam 81 vilayetimiz var. CHP bu
vilayetlerin 33 tanesinde hiç milletvekili çıkaramamış. MHP için
durum tam bir feciat… MHP’nin 47 vilayette milletvekili yok. BDP’yi
bu listeye zaten dahil etmiyorum.
Yukarıdaki listeye bakınca siz muhalefet partilerinin iktidara
gelmek gibi bir umutları olduğunu düşünüyor musunuz? Yerel
seçimlerde bazı yerel Saiklerin devreye girmesi ile kısmen yapılabilen
ittifak acaba genel seçimlerde yapılabilir mi?
Bu soruların cevabını dürüstçe verebildiğiniz takdirde, reel
anlamda politika yaptığınızı söyleyebiliriz.
Sloganvari beylik cümlelerle, altı boş laf salataları ile politika
gemisinin yürümeyeceğini bilmek durumundasınız.
Tayyip Erdoğan lehinde yazdığım yazılar için bana sitem eden
dostlarım… Hiç kusura bakmayın… Ben gerçekleri söylüyorum. Benim
geçmişte Erdoğan ile yollarım hiç kesişmedi. Bu gün de ondan en ufak
bir menfaatim olmadı, olmayacak da…
Kırk yıla yaklaşan politika geçmişimde o kadar çok şeyler gördüm
ki; nedense insanoğlu geçmişi hemen unutuyor.
Bu millete dürüstlük abidesi olarak gösterilen Merhum Ecevit’in
Güneş Motel pazarlıklarını kimse hatırlamaz.1977 Aralığında zamanın
Adalet Partisinden istifa ettirilen 11 Milletvekilinden 10 tanesine
bakanlık verilişini bu millet unutsa da tarih unutmaz.
Hele okuma yazması dahi olmayan aşiret lideri Ali Rıza
Septioğlu’nun (Septi Ağa) meteorolojiden sorumlu devlet bakanı
yapılmasını nasıl unuturuz.Aleni rüşvet almak suçundan yargılanarak 35 yıl hapse mahkum
olan Tuncay Mataracı’nın, Bülent Ecevit tarafından ayartılan 11
Milletvekili arasında olduğunu ve Gümrük Tekel Bakanı yapıldığını
unutalım mı?
Bu millete geçmişte yaşatılan bunca rezaleti bize kimse
unutturamaz. Yolsuzluk maalesef her iktidar döneminde bu ülkede
konuşulan bir mevzu olarak süregelmiştir.En şaibeli dönemler de
CHP’li dönemler olmuştur.
Bu gün Ak Parti iktidarını gırtlağına kadar yolsuzluğa bulaşmış bir
iktidar olarak lanse etmek en azından insafsızlıktır. Mutlaka yolsuzluk
yapmış insanlar vardır.
Bunun hesabının doğru dürüst sorulamamasında da muhalefetin
vebali büyüktür. Olayı yolsuzluk boyutunun dışına çıkararak,
hükümeti anti demokratik yollardan devirecek bir zemin oluşturmak
için kullananlar bunun baş sorumlularıdır.
Ülkede yapılan bunca güzel şeyleri hiç görmeden, bardağın sadece
boş tarafını görmek halka inandırıcı gelmiyor. Bu millet bu kadar
rüşvet yaygarası ve tantanaya karşılık bu iktidara \% 45 üstünde oy
veriyorsa bir yerde hata var demektir.
Kendisinde hiç hata aramadan on seçimdir sürekli yenilen ve
yenilgiye doymayan, üstelik yüzde elli civarında oy alan bir başbakanı
istifaya davet eden muhalefet ancak Türkiye’de görülür.
Kapı, baca, çatı diye nafile turlar düzenleyerek iş yapıyor gibi
görünen zavallılara öyle acıyorum ki…
Tam olarak saymadım ama bu güne kadar muhalefet tarafından
adı zikredilen Cumhurbaşkanı aday sayısı muhtemelen elliyi geçmiştir.
Son yerel seçim sonuçlarını baz alarak bu milletin yüzde elli dördü
bu hükümete karşı gibi bir avuntu ile görüş serdedenler, neden bu
milletin yüzde yetmiş sekizi CHP’ye, yüzde seksen beşi MHP’ye karşı
diyemezler çok merak ediyorum.
Sürekli olarak halkı yanlış tercih yapmakla suçlayanlar, farkında
olmadan Ak Partinin değirmenine su taşıyorlar.
Meşhur bir Karadeniz fıkrası vardır. Temel otobanda ters yola
girmiş hızla araba sürmektedir. Trafik güvenliği alt üst olmuş, karşıdan
gelen arabalar can havliyle sağa sola kaçışarak kendilerini kurtarma
telaşındalar.
Keyifle araba süren Temel, bir taraftan da radyoda çalan türküye
yüksek sesle eşlik etmektedir. Bir anda radyo yayını kesilip otoban
radyosu devreye girmiş.
Spiker heyecanlı bir sesle “Dikkat…Dikkat…Sayın sürücüler ……..
dolaylarında bir araç, güvenliği tehdit eder şekilde otobanda ters
istikamette ilerlemektedir. Bütün sürücülerin dikkatli olmalarını
önemle rica ederiz” demektedir.
Temel anonsu dinledikten sonra “ Ne bi tane aracı kardeşum, alayu
ters istikamete cideyu..” diye yoluna devam etmiş.
Ne diyelim anlayana….