Kuzey Osetya’nın Beslan kasabasını basıp yüzlerce masum yavruyu aileleriyle birlikte rehin tutan teröristler, okul içindeki faaliyetlerini kameraya almışlar.
Olayları çarpıtma konusunda uzman olan Rus gizli servisi FSB tarafından ortaya atılan ve haber ajanslarına yansıyan haberleri arka arkaya dizseniz bu eylemin karanlıkta kalması için elden gelen gayretin sarf edildiğini görürsünüz.
Yakalandığı söylenen bir terörist, eylem emrini bizzat Aslan Mashadov ve Şamil Basayev’den aldığını söylerken, teröristin avukatı ise eylemcilerin daha önceden okul basacaklarını bilmediklerini, okulu ele geçirdikten sonra içeride tartışan teröristlerin birbirlerine silah çektiklerini, bunun sonucunda üç teröristin öldüğünü söylüyor.
Operasyon sona erer ermez, teröristlerin bir kısmının Arap, hatta aralarında zencilerin dahi bulunduğu söyleniyor. Bu gün bunlar unutuldu, ancak söylenenleri doğrulayan kimse de yok.
Eğer yine doğruysa, operasyon sırasında öldürülen iki teröristin tutuklu olarak İnguşetya’da hapishanede bulunması gerekiyor. Rusya güvenlik birimleri bu konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmak zahmetinde bulunmuyorlar. Eylemde öldüğü söylenen teröristlerin aileleri de çocuklarının hapiste olduğunu söylüyorlar. Buyurun size bir bilmece, çözün çözebilirseniz.
Silahların aylar öncesinden okula yerleştirildiği söyleniyor.
Yine teröristler arasında, baskına uğrayan okuldan mezun olmuş, okulun planını çok iyi bilen bir Oset’in bulunduğu ifade ediliyor, eğer bu doğruysa üzerinde durulması gerekiyor, ama duran yok.
Teröristler ile ilgili bilgi karmaşası halen devam ediyor. Sağ yakalandığı söylenen bir terörist televizyonlarda arz-ı endam ederken, daha önce kaçarken yakalandığı söylenen, hatta birinin hemşire kıyafeti giymiş olduğu ifade edilen üç teröristten hiç haber alınamıyor. Daha doğrusu eylemde rol alan teröristlerin kesin sayısı da tam olarak açıklanmıyor.
Olayın en komik yanı, yazımızın başında ifade ettiğimiz gibi teröristler eylemlerini kameraya almışlar. Bombaları yaparken, onları döşerken hepsini saniye saniye kayda almışlar.
Yine hayrete şayan olan olay, okul yıkılmış yerle bir olmuş, insanlar yanmış, tanınmaz hale gelmiş, aileler yakınlarını teşhis edemediği için 200 civarındaki kurban henüz defnedilememiş, ortada böyle korkunç bir dram yaşanıyor.
Ama her ne hikmetse, eylem sırasında teröristlerin videoya kaydettikleri görüntüler sapasağlam kalmış, Rus güvenlik birimleri de, bunu eylemin dramatik yönünü ortaya koymak için dünya medyasına ulaştırmış. Ne kadar insani bir çaba. Ajitasyon! Gerekli bütün senaryolar arka arkaya sahneleniyor. Kasetin sadece bir yada bir buçuk dakikalık kısmı yayınlanmış.Tamamında acaba ne gibi görüntüler var?
Güler misiniz, ağlar mısınız! Eğer bu görüntüler teröristlerden habersiz gizli bir kamera ile çekilmiş olsa (çok zor ama) kılıfa uydurulur bir yönü var. Görüntülerden de anlaşılacağı gibi bu görüntüler bizzat teröristler tarafından çekilmiş, kameraya poz veriyorlar, yaptıkları işi tek tek gösteriyorlar. Bu hareketin mantığını bana izah eder misiniz?
Bu durumda bizim baştan beri söylediğimiz provokasyon tezini yerden göğe kadar haklı çıkaracak karineler ortaya çıkıyor.
Bu eylemi tertipleyen teröristlerin tamamı olmasa bile, bu eyleme katılan ve eylemi yönlendiren Rus gizli servisiyle ortak çalışan kişiler var.
Dünyadaki istihbarat teşkilatlarının büyük bir kısmı, örgütlere sızarak onları maniple etmeyi çok severler. Bunu yaparlarken kendi ülke çıkarlarını korumayı amaçlarlar. Beslan’daki eylemden acaba kim ne kadar kazanım elde etmiştir?
Beslan’daki okul baskını sonuç itibariyle Çeçen davasına hiçbir şey kazandırmamaktadır. Davasına gerçekten inanan bir savaşçı, davasına zarar verecek bir eylemi neden yapsın? Hiçbir haklılık gerekçesi olmasa bile, eylem bir Rus hedefine yönelik olsa idi, teröristlerin kendi çelişkili mantıklarına göre bir gerekçeye dayandırılabilirdi. Oysa bu eylem bir Kuzey Kafkasya halkı olan Osetlere karşı yapılmıştır. Osetlerin Kafkas halkları arasında Ruslara yakın dost oldukları iddiası külliyen yalandır. 19. yy. ortalarına kadar Osetler de Ruslara karşı büyük bir mücadele vermiştir. Osetlerin milli şairi Kosta Hetagatı Çarlık Rusyası tarafından katledilmiştir. Osetlerin kültürel yönden hiçbir ortaklığı bulunmayan Slav ırkına mensup Ruslarla paylaşacağı fazla bir şey yoktur. Osetlerin hristiyan olarak Rus Ortodoks kilisesine bağlılıkları da sembolik bir anlamdan öteye gitmemektedir. Osetlerin Hıristiyanlığı eski Oset inanışıyla karma hale gelmiş bir sistemdir. Hıristiyanlık öğretisiyle Osetlerin iç içe olduğu da söylenemez
Eylemin bağımsızlık mücadelesi veren Çeçenler adına, yine Çeçenlerle aynı kültürü paylaşan Oset halkına karşı yapılmasının hiçbir mantıki izahı yoktur. Bu olayları tezgahlayanlar Çeçen bağımsızlık savaşına akıllarınca son darbeyi indirmek istemişlerdir.
Teröristleri ikna etmek için okula gelen İnguşetya eski devlet başkanı Ruslan Auşev’in dikkatten kaçan sözleri arasında “okulun içinde bulunanlarla, onların Çeçen olduğunu düşünerek önce Çeçence konuşmak istedim. Ancak bana Çeçence cevap verebilecek düzeyde yeterli Çeçence bilen kimse yoktu, bana Rusça konuş dediler” sözleri unutulup gitti. Teröristler eğer Çeçen idiyseler neden Çeçence konuşmadılar da, düşman olarak savaştıkları Rusların dilini tercih ettiler?
Yazımın içinde daha önce de zikrettiğim, zenci terörist kelimesi kafamı hala kurcalıyor. Bu ifadeler Rus basınında çok geniş şekilde yer aldı. Çeçen direnişini İslami fundamentalizm ile bağdaştırmak isteyenler, olaya Sudan yada Afrika’daki direniş hareketlerinde yer alan zencileri de bulaştırmak istiyorlar. Ancak unutulmamalı ki, Rus halkı arasında hele Kafkasya’da bir zencinin kamufle olması imkan ve ihtimal dahilinde değildir.
Olaylarda kafa kurcalayan bir diğer önemli nokta, okulu basan teröristlerin tiyatro baskını sırasında da arabuluculuk yapan yahudi asıllı Dr. Raşel’in arabulucu olmasını istemeleri.
Aşırı dinci, radikal, İslamcı olarak nitelenen teröristlerin bir yahudiyi güvenilir bulup ondan arabuluculuk istemeleri de sorgulanması gereken bir noktadır.
Kuzey Osetya’da meydana gelen bu son terör eylemi ile ilgili olarak sorgulanması gereken o kadar çok olay var ki! Neresini tutarsan elinde kalıyor. Bulduğun bir ip ucunu çekersen ip sonsuza kadar uzuyor.
Rusların Kuzey Kafkasya’da uyguladıkları sistematik baskı artık had noktaya varmıştır. İnsanlar nefes alamaz hale gelmişlerdir. Bir yerden bir yere gitmek için insanlar artık korkar olmuşlardır.
Bu arada biz de farkında olmadan yeni bir meslek edindik. Artık Rusya uzmanı olarak dünyanın her yerinden arayarak görüşümüzü soruyorlar. Yakında dünyanın diğer bölgeleri üzerinde de konuşmak için üç beş cümle öğreneceğim. Tek rakibim Fehmi Koru. Diğer stratejistler benden korksunlar.