Sovyetler Birliği’nin dağılması sonucu bağımsızlığına kavuşan birlik Cumhuriyetlerinin ayrılma süreçleri, Azerbaycan dışında kansız gerçekleşmiştir.
84 yıl demir perdenin ardında Sovyet insanı yetiştirme projesi iflas etmiş, surda açılan gedik büyüdükçe büyümüş, Sovyetler Birliği hür dünyanın önünde diz çökmek zorunda kalmıştır.
İnsanı sadece ekonomik bir hayvan gibi algılayan, onun duyguları, düşünceleri ve manevi bir yönü olduğunu göz ardı eden, Allaha karşı savaş açan komünist sistem büyük bir gürültüyle çökmüştür.
Sovyetler Birliğinin çöküşü ile, kendisine bağlı Cumhuriyetlerle bağları kopan Moskova, Rusya Fedarasyonu’nun başkenti olarak kalmıştır.
1991 yılında dağılan Sovyetler birliğinin ardından,Sovyetler Birliğini oluşturan 15 cumhuriyetten biri olan Rusya Fedarasyonu, yeniden yapılanma durumunda kaldı.
Rusya Fedarasyonu, 1992 yılında Federasyonu oluşturan 20 Cumhuriyete çağrıda bulunarak yeni bir federasyon anlaşması imzalatmak istedi.
Sözde gönüllülük esasına dayanan, Rusya Fedarasyonuna katılma anlaşmasını ilk başta 18 Cumhuriyet imzalamış,Tataristan ve Çeçenistan,Rusya Fedarasyonu dışında kalmak istediklerini beyan etmişlerdir.Bu yönde tercih kullanan cumhuriyetler için, bu durum hem yasal, hem de hukuki yönden kullanılabilir bir hak içeriyordu.
Yugoslavya Fedarasyonu nasıl dağılarak ayrı cumhuriyetler oluşmussa,Çekoslavakya nasıl,Çek ve Slovak Cumhuriyetleri olarak ayrılmışsa,Rusya Fedarasyonu içinde Tataristan ve Çeçenistan’ın da ayrılma hakları vardı.
Rusya, Fedarasyona katılmayan Tataristan ve Çeçenistan’ı tehdit etti.Tataristan, bu tehditler karşısında, diğer Cumhuriyetlerden farklı ayrıcalıklar içeren tavizler kopararak Fedarasyon anlaşmasını imzaladı.
Çeçenistan bağımsızlık konusunda diretti. 400 yılı aşkındır savaşan, Ruslarla kimyaları uyuşmayan, en son 23 şubat 1944 yılında Sibirya’ya sürülerek soykırıma uğratılan Çeçenler, bağımsızlık yolunda kararlıydılar.
Çeçenistan’ın karizmatik lideri Cohar Dudayev Rusya’nın Çeçenistan’a saldıracağına ihtimal vermiyordu. Mevcut konjoktürü değerlendirerek Çeçenistan’ı bağımsız bir devlet yapmayı planlıyordu. Rusya, Çeçenistan’a müdahale kararı almış, bunu yürürlüğe koymak için gün saymaya başlamıştı.
Dönemin Adalet Bakanı, Çerkes asıllı Kalmuk Yura, savaşı önlemek için son bir kez Dudayevle görüşmüş, Rusya’nın müdahalede kararlı olduğuna Dudayev’i inandırmış, Tataristan’ın da üzerinde haklar elde etmek kaydıyla Çeçenistanın Fedarasyona katılımına Dudayev’i ikna etmişti.
Cohar Dudayev’in Çeçen halkını savaşa sürüklediği ve savaşı körüklediği propagandası külliyen yalandır.
Dudayev’in anlaşmaya razı olduğunu, dönemin Başbakanı Viktor Çernomirdin’e ileten Kalmuk Yura anlaşma yapılacağını umarken operasyon kararıyla karşılasınca şok olmuştur.
Daha sonraları Viktor Çernomirdin’in de itiraf ettiği gibi, Rusya Güvenlik konseyi, Çeçenistan’da bir savaşı iç politikadaki karışıklıkları, gözden kaçırmak için arzu etmiştir .Rusya’ya göre Çeçenistan’da yapılacak kısa süreli bir operasyonla asi Çeçenlere ders verilecek, böylece diğer Cumhuriyetlere de ilerisi için göz dağı verilecekti.
Çeçen -Rus savaşı böyle haksız bir ortamda başladı. Çeçenlere karşı haksız ve hukuksuz olarak başlatılan savaşı protesto eden adalet bakanı Kalmuk Yura istifa ederek tepkisini ortaya koymuştu. Çeçenler, bütün olumsuz şartlara rağmen birinci Çeçen -Rus savaşında inanılmaz bir zafer kazandılar. Birinci savaş 150 bin sivil Çeçen’in hayatını kaybetmesine sebep oldu. Çeçenler birinci savaşta efsanevi liderleri Dudayev’i kaybetmelerine rağmen zafer kazandılar.
Savaştan sonra 31 Ağustos 1996 yılında imzalanan ve Rusyanın Çeçenistan’ı ayrı bir ülke olarak tanıdığının ifadesi olan Hasavyurt anlaşması Çeçenistan’ı bağımsızlığa doğru götürüyordu.
Çeçenistanın kaybedildiğini gören Rusya derin devleti ,Yeltsin’i alaşağı ederek, yerine FSB’nin eski başkanı Putin’i getirerek, yeni bir satranç hamlesine giriyordu.
Putin,KGB’de edindiği tecrübelerle Yeltsin ile Mashadov arasında imzalanan anlaşmayı bozmak için provakasyonlara başladı. Sonunda başarılı da oldu. Şamil Basayev ve arkadaşlarını tahrik ederek Dağıstan topraklarına sokan Putin, bunu bahane ederek ikinci Çeçen-Rus savaşını başlatmıştır.
Bu gün Çeçenistan’da cerayan eden savaş, tamamıyla Çeçen halkına karşı bir soykırım şekline dönüşmüştür. Bu güne kadar 42 bini çoçuk 250 bin sivil hayatını kaybetmiştir. On binlerce insan yaralanmış, sakat kalmıştır. Halen akıbeti bilinmeyen binlerce kayıp Çeçen vardır.
Rusya bütün dünyanın gözünün içine bakarak yalan söylemektedir. Halkın oyları ile seçilmiş meşru, Aslan Mashadov yönetimini dışlayarak, Çeçenistan’da seçim yaptığını söyleyerek, kendisiyle işbirliği yapan kukla yönetimleri Çeçenistanda iş başına getirmiştir.
Çeçenistan’ı savaş bölgesi ilan eden Rusya Fedarasyonu, bölgeye, ne basın, ne de insani yardım ekiplerini sokmamaktadır. Kamuoyu Çeçenistan’da soykırıma uğratılan, talihsiz Çeçen halkından haber alamamaktadır. Kendisi için malzeme olarak kullanabileceği olaylarda, basın sansürünü kaldırabilmektedir.
Kafkasya’da girilmesi en zor bölgeler arasında yer alan Osetya’nın Beslan kentinden bütün dünyaya canlı yayın yaparak sözüm ona Çeçen vahşetini göstermektedir. Beslan olayı ile ilgili şüpheler bugün halen Rusya’da tartışılmaktadır. Rusya, Çeçen kelimesi ile terörü özdeş hale getirmek için elinden geleni ardına koymamaktadır.
Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra başlayan Çeçen-Rus savaşı 11. yılına girmiştir.Toplam nufusu bir milyona ulaşan Çeçen halkının dörte biri bu savaşta hayatını kaybetmiştir.
Bir intikam savaşına dönüşen bu mücadele, kolay kolay biteceğe benzemiyor. Rusya cephesi, başlangıçta olduğu gibi, ülkedeki bütün olumsuzlukları Çeçenistan’a yükleyerek kolay yolu seçmektedir.
Çeçenistanda bu gün devam eden savaş, Rusya açısından kirli bir savaşa dönüşmüştür. Burada savaşan askerler rütbelerini arttırmakla, savaşı yöneten generallerin banka hesapları günden güne kabarmaktadır.
Bulanık suda balık avlamaya alışkın olan Rusya derin devleti, istikrarsız bir bölge haline gelen, sokakları savaşın yarattığı, psikolojisi bozulmuş insanlarla dolu olan Çeçenistan’ı bir deney laboratuarı olarak kullanılmaktadır.
Rahatlıkla provoke edilmeye musait insanlarla, Rus istihbarat örgütleri, bölgede, kedinin fare ile oynadığı gibi oynamaktadır.
Başlangıcından beri savaş istemeyen, savaşa zorlanan Çeçen tarafı, son bir kez ateşkes ilan ederek bütün dünyaya barış istediğini deklare etmiştir.
Yaklaşık bir ay önce başlayan ve 23 şubat 2005 tarihine kadar devam edecek olan ateşkes kararına, Aslan Mashadov’a bağlı olmadığı bilinen Şamil Basayev kuvvetlerinin uyması da dikkat çekicidir.
Rusya insan hakları savunucuları ve Rus aydınları, yayınladıkları deklarasyonla Putin ve yönetimini Mashadov’la masaya oturmaya davet etmişlerdir.Putin ve yönetimi Mashadov ile masaya oturmadıkça Çeçen savaşının durmayacağını bilmeleri gerekir.
Çeçen savaşını kullanarak iktidara gelen ve iktidarını pekiştiren Putin,Çeçen savaşını yeteri kadar kullanmıştır.Çeçen savaşı ve Çeçen terörü söylemi, Rus halkına bıkkınlık vermeye başlamıştır.
Önümüzdeki günlerde gerek Rusyanın iç kamuoyu, gerekse dış dünya Çeçenistan’daki savaşın sona erdirilmesi noktasında Putin yönetimini zorlayacaklardır.
Mashadov yönetiminin savaşı sona erdirmek için tek taraflı ateşkes ilan ederek uzattığı zeytin dalı, Rusya tarafından iyi değerlendirilmelidir.Ateşkes çağrısına verilecek olumsuz yanıtın sorumluluğu Putin yönetimine ait olacaktır.
Düzensiz ordularla gerilla savaşı veren Aslan Mashadov yönetiminin zaafa uğratılması, en başta Rusyaya zarar verecektir.Ateşkes çağrıları cavapsız kalan Mashadov’un savaşçılar üzerindeki otoritesi de zayıflayacaktır.
Eğer Mashadov’un ateşkes çağrısına cevap verilmezse,önümüzdeki günlerde Rusya Fedarasyonunun, Kafkasya başta olmak üzere, çeşitli bölgelerinde kanlı eylemlerle karşılaşmamız sürpriz olmayacaktır.
Pervane, etrafı aydınlatan ateşin etrafında yoruluncaya kadar döner.Gerçek bir aydınlığı bekler.Yorulunca kendini ateşe atar ve kavrulup yok olur.
İlan ettikleri ateşkesle, umut ettikleri sonucu bekleyen Çeçen savaşçılar,umutlarını kaybettikleri anda bir pervane gibi ateşe atlamaktan çekinmeyeceklerdir.
Geçmişte yaşanan acı tecrübelerden ders alarak Mashadov’un barış çağrısına olumlu cevap verilmelidir. 23 şubata az kaldı. Sonra geç olabilir.