KABARDEY-BALKAR’DA PROVOKASYON DEVAM EDİYOR

Standard

Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nde kaynatılan fitne kazanının ateşine odun atmaya devam ediyorlar.
Başkanı olduğu Hasaniya Belediyesi’nin Nalçik şehriyle birleşmesine karşı çıkan ve bu uğurda kampanyalar yürüten Artur ZOKAYEV’in öldürülmesinin ardından bu sefer yine Balkar asıllı Elbruz Belediye Başkanı Hızır MAKİTOV’un yetkileri askıya alındı.

Halkın oyuyla seçilip göreve gelen ve Balkarlar arasında sevilip sayılan bir isim olan MAKİTOV, son olaylar vesilesiyle Kabardey-Balkar Cumhuriyeti Savcısı Yuri KETOV’un hedef tahtasına oturmuştur.

Hasaniya ile Elbruz arasında direkt bir coğrafi bağlantı olmamakla birlikte Artur ZOKAYEV’in öldürülmesi sonucu Balkarlar tarafından tertip edilen mitinglere bazı Balkar yöneticilerin destek vermelerini de doğal karşılamak gerekir.

Kendilerine karşı haksızlık yapıldığı iddiasıyla harekete geçen ve hak arayan, Balkar halkının isteklerini dinlemek ve problemlerini çözmekle yükümlü birinci derecedeki yetkili Başsavcı Yuri KETOV, Balkarların sözcülerini dinlemek yerine ateşe benzin dökmeyi tercih ediyor.

Hayatında bir gün bile olsun hakimlik ve savcılık yapmadan Kabardey-Balkar Cumhuriyeti Başsavcılık makamına oturtulan Yuri KETOV’un bu durumu, Rusya’da yayınlanan insan hakları raporlarına da yansımıştır.

Aldığı talimatlarla hareket eden KETOV, Hızır MAKİTOV hakkında hazırladığı fezleke ile onun KOKOV tarafından pasif duruma getirilmesine zemin hazırlamıştır. Makitov’u görevden almadan onu bypas ederek üzerine Elbrus bölgesi özel temsilcisi unvanıyla Kurman Otarov’u atamıştır.

Elbruz, Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nin önemli bir merkezidir. Cumhuriyetin en büyük turizm tesisleri buradadır. Ayrıca 10 yıldır doğru dürüst çalışmayan volfram madeni işleme fabrikası da Elbruz’da bulunmaktadır.

Rusya Federasyonunda ekonomisi en kötü beş bölge içinde yer alan Kabardey-Balkar’da, Elbrus turizm tesisleri ve volfram fabrikasının satılması, yani peşkeş çekilmesi söz konusudur.

Başarısız yöneticiler, bunları merkezi yönetimdeki ağababalarına peşkeş çekerek mevkilerini korumaya çalışmaktadırlar.

89 idari birimden oluşan RF’de 85. sırada yer alan Kabardey-Balkar ekonomisi; üzerinde ot bitmeyen, yılın sekiz ayı karlar altında kalan Tümen Oblastı’ndan da daha geridir. Bereketli toprağı ve madenleri ile bu durumu hak etmeyen Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’ndeki kötü yönetim, durumu gözlerden kaçırmaya çalışmaktadır.

Merkezin (Moskova) denetiminden kaçmak için ülkede sürekli gerilim yaratılarak başarısızlıklar bu senaryolara fatura edilmektedir.

Elbruz Belediye Başkanı Hızır MAKİTOV, yöneticisi olduğu belediye sınırları içinde bulunan tesislerin işletilmesi konusunda KOKOV hükümeti ile aynı görüşte değildir. Elbruz’daki tesislerin satılması için MAKİTOV’un by-pass edilmesi gerekmektedir.

Önceleri ‘Vehhâbî’ suçlaması ile Müslüman Balkarlara karşı girişilen ölçüsüz operasyonlar, Hasaney Belediye Başkanı’nın öldürülmesi ile provokasyonlara zemin hazırlamıştır.

Resul TSOKAYEV’in katilleri henüz bulunamamıştır. Aynı şekilde Artur ZOKAYEV’in katilleri de bulunamayacaktır; zira bu eylemlerin tamamının arkasında FSB ve/veya onun Kabardey-Balkar’daki yerel uzantıları bulunmaktadır.

Hızır MAKİTOV’un üzerine Devlet Başkanı özel temsilcisi olarak atanan Kurman OTAROV, sabıkalı eski bir hayduttur. Balkarlar tarafından sevilmeyen mafya bozuntusu OTAROV, KOKOV yönetiminin mafyalaşmış rejiminin Balkar ortaklarındandır.

Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nde yaşanan olaylar öyle ilkel provokasyonlardır ki, bunları görmemek için akıl ve sağduyu ile ilgili bütün melekeleri kaybetmiş olmak gerekir.

RF genelinde teşkilatlanmış Avrasya Birliği Partisi’nin Başkan Yardımcısı Balkar asıllı Muhtar GAZAYEV yayınladığı bildiride; “Bu olaylar ekonomik, kültürel ve sosyal yönden iflas etmiş KOKOV rejiminin ayakta ve görevde kalabilmek için tezgahladığı oyunlardır. Kabardey-Balkar’da yaşanan trajedi başarısız politikacıların başarısızlıklarını insanların kanlarıyla örtme çabalarıdır.” diyor.

Kabardey-Balkar’da İnsan Hakları Derneği Başkanı Valeri HATAJUKO: “Biz Sovyetler yıkıldığında büyük hata yaptık. Ülkemizin geleceği ile ilgili plan ve programa dayanmayan, heyecan sonucu işler yaptık. Kabardeyler olarak ‘Adığe Hase’yi kurduk, Balkarlar da kendi organizasyonları olan ‘Töre’yi kurdular. Ta o zamandan beri mikro milliyetçilik hastalığı ile uğraşıyoruz. Oluşturacağımız organizasyonlar ortak olmalıydı. Binlerce yıldır yan yana yaşadığımız Balkar halkı ile aramıza fitne sokmak isteyenlere hem biz hem de Balkarlar olarak koz verdik.” diyor.

Daha önceki yazımda da ifade ettim. Kuzey Kafkasya’da birlik ve dayanışma içinde olma zamanıdır. Yazımıza çok olumlu tepkiler aldık.

Çok az da olsa olaya şoven duygularla yaklaşan bazı dostlarımızın sitem dolu sözlerini de duyduk.

Biz Balkarlar tek başlarına devlet olamazlar demişiz. Evet biz bu görüşü yıllardır savunuyoruz. Sadece Balkarlar değil Kabardeyler, Osetinler, Çeçenler – kısacası Kuzey Kafkas halklarından hiçbirisi tek başına devlet olamazlar. Kuzey Kafkas halkları Karadeniz’den Hazar’a bir arada ve dayanışma içinde olmadıkları sürece devlet olamazlar ve varlıklarını idame ettiremezler.

Balkarlar için Turani deyimini kullanmamı yadırgayan ve tepki gösteren dostlar, bir edebiyat öğretmeni olarak kullandığım terimin ne anlama geldiğini çok iyi bildiğimden emin olsunlar. Balkarlar için “Turan” yerine “Turani” terimini kullanırken zaten onların Turani ırka mensup olduklarını ifade ediyorum.

Şunu belirtmek isterim ki, kesinlikle ırkçı ve şoven değilim. Kendi kendime seçme hakkına sahip olmadığım, Allah’ın bana takdir ettiği mensubiyet sayesinde ne başkasından üstün olduğumu savunurum, ne de başkalarının benden üstün oldukları görüşünü kabul ederim.

Bugün ortada bir gerçek var. Kabardey-Balkar’da yaşanan olaylar açıkça bir provokasyondur. Kabardey-Balkar yönetiminin başında bulunan, hem Kabardey hem de Balkar yöneticiler halklarının sesini duymamaktadırlar.

Açıkça ifade ediyoruz; Kabardey ve Balkar halkları arasında hiçbir problem yoktur. Problem FSB uzantıları tarafından körüklenen milliyetçilik cereyanının voltajının yüksek olmasındadır.

İnsanları bir arada tutacak, gerçek kardeşlik bağlarını güçlendirecek dini duyguların baskı altına alınması sonucu, ülkede yaşanan kriz çözümsüzlüğe doğru götürülmek istenmektedir.

KOKOV yönetimi, Balkar azınlığa karşı Kabardey halkının milli duygularını körükleyerek anarşik ortam yaratmaya çalışmaktadır. Balkar halkını ayaklandırmayı başaran yönetim, Kabardeyleri sokağa dökme noktasında aynı başarıyı gösterememiştir.

Korkumuz odur ki, önümüzdeki günlerde Kabardeyleri sokağa dökmeye yönelik yeni provokasyonların artırılması ihtimali yüksektir.

Kabardey-Balkar’da yaşanan olaylara müdahale etme ve olayları yatıştırma makamında olabilecek herkes, üzerlerine düşen görevi eksiksiz olarak yerine getirmelidir.

Diyaspora olarak, hem Kabardeyler hem de Balkarlar olmak üzere orada yaşayan tanıdıklarımızla irtibat kurarak, onları itidale davet etmeli, çözümde mutlaka aktif olarak rol almalıyız.

Tekrar ediyorum, olaylar çok net olarak provokasyondur.

Unutmayalım, provokatörler zarlarını hep düşeş atmayı severler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir