Rusya, Çeçenistan’da ateşle oynuyor.
1994 yılından bu yana Çeçen özgürlük savaşçılarıyla başa çıkamayan Rusya, her zaman yaptığı gibi ‘kardeşi kardeşe kırdırma’ politikasına yönelmiş bulunuyor.
Çeçenistan’da bugün iş başında bulunan Rus yanlısı yönetim, geçmişte yani birinci Çeçen savaşında özgürlük mücadelesi vermiş insanlardan oluşuyor.
Nasıl oluyor da bir özgürlük savaşçısı işbirlikçi konuma düşebiliyor?
Bu sorunun cevabını vermek oldukça güç olmakla beraber, karşımıza her insanda olan “Ben – Ego” duygusu çıkıyor.
Birinci savaşta DUDAYEV’le birlikte omuz omuza savaştığı söylenen – ki bazı Çeçenler o zaman da onun ajan olduğunu söylerlerdi, Ahmet KADIROV’un saf değiştirmesi ilginçtir.
Birinci Çeçen savaşı sırasında en “radikal – şeriatçı” olan Ahmet KADIROV, Çeçenistan’da bulunan Nakşibendi Tarikatı önderlerini savaşa karşı oldukları için küfürle itham ediyor hatta öldürülmeleri konusunda fetvalar veriyordu.
‘Çeçenistan Müftüsü’ sıfatıyla Türkiye’ye yaptığı seyahat sırasında yüz yüze tanıştığımız KADIROV, DUDAYEV’den daha fanatik bir “Rus düşmanı” portresi çiziyordu.
Aradan geçen zamanı değerlendirerek hafızalarımızı yokladığımızda, bu derece fanatik bir “Rus düşmanının”, Ruslarla işbirliği yapmış olması, geçmişte Ruslar tarafından görevlendirilmiş olma ihtimalini desteklediği ortadadır.
KADIROV, Çeçenistan Müftülüğü görevinden azledilince gerçek yüzünü ortaya koymuştur. Bulunduğu makamdan düşmesiyle görevi bitmiş bir ajan olarak adeta kendini ifşa etmiştir.
FSB Başkanının ve PUTİN’in, Ahmet KADIROV’un öldürülmesi üzerine Çeçenistan’a gitmesi ve onun oğlu Ramzan KADIROV’a kahramanlık madalyası vermesi hep KADIROV’un geçmişi ile ilgili önemli ip uçlarıdır.
Tarihin her döneminde toplumların içinden işbirlikçiler ve hainler çıkmıştır. İnsanın olduğu her yerde hıyanet olmuştur. İnsan oğlunun içinden çıktığı topluma ihanet etmesinin farklı sebepleri vardır: kadın, para, makam, mevki, şan, şöhret, servet, vs.
Akla gelebilecek birçok sebep insanı ihanete sürükleyebilir.
İşin garip tarafı ihanet içinde olan insanın, içinde bulunduğu ortama kendince meşru bir gerekçe bulmasıdır. O asla ihanet içinde olduğunu kabul etmez tam tersine toplumuna hizmet ettiğinin inancındadır.
Başlangıçta kendince savunma mekanizması geliştirerek suçluluk psikozunu üzerinden atmaya çalışan insanlar, zamanla kendi yaptıklarını haklı görmeye başlarlar.
Güç ve iktidar zaman geçtikçe kendini “hak” yerine koyar.
Rus yönetimi, Çeçenistan özgürlük savaşını silahla bastıramayacağını anlayınca, eskiden beri uyguladığı klasik yöntemi devreye sokmuştur.
Birinci Çeçen savaşı sırasında bağımsızlık mücadelesine katılmış bir çok komutanın saf değiştirerek Ruslarla işbirliği içine girmeleri çok da anormal bir durum değildir.
Birinci savaş sırasında alternatifleri yoktu. Kendilerine vaat edilen makam ve mevkiler mevcut değildi. Bir ideal uğruna değil, genel kabule göre savaştılar.
O zamanki savaşları da şan ve şöhrete dayalıydı.
İkinci savaş çok zor ve çetin şartlar altında yapılıyordu. Burada çelik gibi irade gerekliydi. Salman RADUYEV, Hünkarpaşa İSRAPİLOV, Vakha ARSANOV, Zelimkhan YANDARBİYEV ve Aslan MASKHADOV gibileri ‘şehadeti’ tercih ederlerken; Ruslan ve Selim YAMADAYEV kardeşler başta olmak üzere bir çok eski savaşçı ‘işbirlikçi’ olmayı tercih etti.
Vatanını savunurken kahramanca şehadet şerbetini içenleri tarih her zaman minnetle anacaktır. Şehitler hem Allah katında hem de halklarının kalplerinde geniş bir yer edineceklerdir.
Rusya, Çeçenistan’da açlık ve sefalete mahkum ettiği insanlardan oluşturduğu milislerle büyük bir yanılgı içindedir.
Parayla satın aldığı bu insanlar para aldıkları sürece Ruslarla beraber olacaklardır.
Ruslar, Çeçenistan’da kendi elleriyle “sosyal canavarlar” yaratmışlardır. Tamamı esrarkeş ve eroinmanlardan oluşan, adına “Vostok” yada başka özel isimler verilen insanlar ilerde Rusya’nın başına bela olacaklardır.
‘Devlet görevlisi’ kisvesi altında kriminal suçlar işleyen bu gruplar Bumerang mislali Rusya’yı vuracaklardır.
Yakında Çeçenistan’da soyulacak ve malına el konulacak insan kalmayacaktır. O zaman sıra Çeçenistan dışında Ruslar başta olmak üzere komşulara gelecektir.
28 yaşında psikolojik sorunları olan Ramzan KADIROV gibi bir adamı Kremlin Sarayı’na davet edip “Kahramanlık Madalyası” ile ödüllendiren PUTİN, rüzgar ekerken fırtına biçecektir.
Ahmet KADIROV’un bombalı bir suikastla ölümünden sonra daha da psikopatlaşan Ramzan KADIROV’un en büyük özelliği ırz düşkünü oluşudur. Bu özelliğini ünlü Rus gazeteci Anna POLİTKOVSKAYA teyit etmiştir.
Ayrıca Rusya insan hakları örgütleri Ramzan KADIROV ve adamlarının tecavüzüne uğramış sayısız Çeçen kızının şikayetlerini ihtiva eden sayısız raporlar yayınlamışlardır.
En son duyduğum olay Beni çileden çıkardı. Yakında Çeçenistan’a gidip dönen bir mülteci kadın anlattı. Çeçenistan’da halen savaşmakta olan bir mücahidin kız kardeşi evleniyormuş. Urus-Martan’ın bir köyünde yapılan düğününü KADIROV’un adamları basıyorlar. Kızın ağabeyi düğüne gelmiş diye ihbar aldıklarını söyleyip evi, samanlık ve ahırları didik didik arayıp ifadesini almak için gelin odasından gelinliği ile kızı alıp götürüyorlar. Kız beş gün sonra köyün yakınlarında kirletilmiş ve baygın bir halde bulunmuş.
Bu olayı yazmaya elim varmadı. Ancak Ramzan KADIROV’un psikopatlığının ve caniliğinin derecesini tarihe mal etmek için yazmak durumunda kaldım.
Ramzan KADIROV, Rus yönetiminden aldığı destekle Çeçenistan’ın bütün şehirlerini babası Ahmet KADIROV’un heykelleriyle donatacakmış. Ne diyelim, mübarek olsun…
Rus yönetiminin Çeçenler’i birbirine kırdırma çabalarına karşın, bağımsızlık için savaşan Çeçenler kardeşin kardeşi kırmasına yol açacak davranışlardan kaçınarak işbirlikçi Çeçenler’e karşı bugüne kadar pek fazla bir eylem gerçekleştirmediler. Çeçen savaşçıların bu tutumları bilinçli bir tercihtir.
Ancak sabır taşı herhalde çatlamak üzere, önümüzdeki günlerde savaşı sadece Rus hedeflerine karşı yürüten mücahitlerin, işbirlikçi Çeçenler’e karşı da operasyonlarını yoğunlaştırdıklarını görebiliriz.
Listenin başında Ramzan KADIROV’un olduğunu söylersek yanılmayız herhalde…
Çeçenistan’da bugün özel milis güçlerinin tamamına yakını işsiz güçsüz serserilerden oluşmaktadırlar.
Ruslarla işbirliği yapın birkaç komutanın topladığı bu güruh yağmacı ve hayata mideden bağlı insanlardan oluşmaktadır.
Bu grupların dağıtılması toplanmasından daha kolay olacaktır.
11 yıldır açlığa, sefalete karşı onurlu bir duruş sergileyen Çeçen halkı bu hadiseleri de atlatacaktır.
Çeçen halkı büyük bir imtihandan geçmektedir…
Allah Kur’an-ı Kerim’de buyuruyor:
“Nice az topluluklar vardır ki, nice çok sayıdaki topluluklara Allah’ın izniyle galip gelmişlerdir. Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara 2/249-250)